15 Eylül 2014 Pazartesi

Senin Burcun Ne?



KOVA YAZI*

gün çoğu kez incelir kaybolurdu orda beklerdim bunu
bir taş bir taşa değer ses olurdu inlerdi titrerdi mesela
bir su göle düşerdi bir su göle düştükçe akşam
geçerdi ağır ağır asardı kendini göğe ben kırılırdım

o durmadan az sorumluluk, bana çınlayan hayat, az tuz
o durmadan güçlü kapı, çınarın çatlayan dalı, yüksekçe taht
gökyüzüne kurulmuş ay, günleri ezip geçen bir güneş bazen
açardı kalbinin içindeki o büyük türkçeyi susardı hep

o zaman sanırdım o düşünce ölmeyecek, bu rikkati ne hoş
nice ırmaklarda dolaşırdım diz kırıp anlardım kalkacak
duman koyacak, suya boğacak atları, geçitlerde duracak
boşaltacak bulduğu bardağı, bulduğu tablayı kıracak

yanıldım. bıraktı o uzun zaman önce gülmeyi geçmeyi





Bir sanat eserinin değeri insanda açtığı boşluk duygusuyla ölçülebilir. Dünya telaşını sebep gösterip  her bir şeyi tıkıştırdığımız o boşluk aslında bizim yine bu dünyada tek sermayemizdir. Ama kural kati: Hayat boşluk kabul etmez. Yani boşluktan bahsediyorsak bir şekilde dolacak. Peki,  neyle dolduruyoruz doğum ile ölüm arasındaki boşluğu? Asıl soru bu. Sanat, boşluğu doldurduğumuz lüzumsuz ne varsa tahliye etme fırsatını sunar bize.
Daha ne yapsın?



*Şairin “Beni Şaşırt” adlı kitabından alıntılanmıştır.


10 Eylül 2014 Çarşamba

Şiir

CV (CURRİCULUM VİTAE)

Rüya görürüm.
Bayramlarda
Annemin babamın elini öperim.
Çocukken
Birkaç kartpostal atmışlığım da var
Almanya’daki amcama
İstanbul’daki ağabeyime
Ve

Sınırlı sayıda ağaç ismi bilirim
Hiç kedi beslemedim
En çok iğde ağacını severim
Sokrata saygım var
Bu yüzden virajlara yavaş girerim

Hep hareket etmek isterim
Ama çok az edebilirim
Bunu şuna bağlarım
Yedi yaşından beri
Kol saatim var
Yatarken bile çıkarmam

İkna kabiliyetim yüksektir
Bunu keşfeder etmez evlendim
Çarşı izinlerimin birinde
Eyüp’te oğuz ve ağabeyimle
Kahvaltı yaptığımız sabahı
Unutamam
Çünkü ankara’yı hiç sevmiyorum

İnsanın evi ile dini arasında
Sıkı bir bağ olduğunu düşünürüm
Her seferinde evime
Dinime döner gibi dönerim
Evimden çıkarken de
Dinimden çıkar gibi olurum


Başlayıp da bitiremediğim
Bitiremeyeceğim bir şiirim var
“Gün batınca
İncinmiş dallara konar kuşlar “



9 Eylül 2014 Salı

Çocuk meselesi

"Çocuk, büyük adamın küçük hali değildir." demiş rivayete göre zat-ı muhterem.