Üç dört yıl oldu. İsmet Özel konferans için Maraş'a gelmişti. Konferansı organize eden İşler Kitabevi konferans sonrasına bir de kitap imzalama programı eklemiş. İsmet Özel'i konferansta dinledim. Yetmedi oradan da kitabevinin yolunu tuttum. Derdim ne bilmiyorum. Çünkü pek kitap imzalatma heveslisi biri değilim. Adam konuşacağını konuşmuş, Ben dinleyeceğimi dinlemişim. Daha. Neyse işte. İsmet Özel bir taraftan kitap imzalıyor, bir taraftan kola içiyor, bir taraftan konuşuyor. Ben de kitaplara bakar gibi yapıp İsmet Özel'i dinliyorum. İnsanlar soruyor, İsmet Özel cevaplıyor, insanlar soruyor, ben kitaplara bakıyorum. Derken ilahiyat fakültesinde okuduğunu söyleyen bir kız sözü aldı ve şimdi tam olarak hatırlayamadığım bir soru sordu. İsmet Özel 'bize yutturulan dolmalar olduğunu, işlerin iyiye gitmediğini' söyleyerek soruyu cevapladı. Ama kız ikna olmamış olacak ki İsmet Özel' i eleştirir bir tutumla 'siz hiçbir şeyden memnun olmuyorsunuz oysa dünyada, Türkiye’de bugün ne güzel şeyler oluyor' falan dedi. İsmet Özel kitap imzalamayı bıraktı. Kafasını kaldırdı. Tekrar, teker teker, tane tane, 'bize yutturulan dolmalar'dan bahsetti Ama kız yine ikna olmamıştı. Kız tekrar söze girdi, güzelliklerden falan bahsetti.
İsmet Özel şöyle dedi: Biz, hepimiz, salağız. Sen bir salaksın. Ben de bir salağım. Senle benim aramdaki tek fark sen kendini akıllı zanneden bir salaksın. Ben salak olduğunu bilen bir salağım. Bugün benim tüm kitaplarım, tüm düşüncelerim bu gerçeği ifade eder. Bunu anladığın anda sen de bir İsmet Özel olursun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder